Münasip bir yerinize …
Kafanı nereye çevirsen bir çürümüşlük, bir kokuşmuşluk çarpıyor gözüne. Sokaklarda,evlerde,kahvehanelerde milyonlarca işsiz yığın, kötülüğü kendilerine iş edinmekle meşguller.
Kimi bir sokak hayvanına tecavüz edip öldürmeyi deniyor,kimi karısını ya da sevgilisini bir hiç uğruna katletmeyi. Kimi borçlarından dolayı zehir içip intihar ederken, kimi çocukların ırzına geçiyor…
Bilgisizlik,vahşilik,sapıklık arşa ulaşmış durumda ve çoğunluk bu durumu normal buluyor.
Çocukken “Kara Murat” filmlerinde “Barbar” kelimesini sık sık duyar ve sanırdım ki bu; kafa kesmek,insan öldürmek,keyif için savaşmak anlamlarına geliyor.
Sonra büyüdüm, çok çeşitli toplumların içinde bulundum, dünyayı gördüm ve anladım ki aynı zamanda barbarlık ;
_mesela kendisi gibi olmayanı peşin fikirle kötü bilmek
_iş hayatındaki pozisyonunu kullanıp,yakınlarına hiç sorgusuz torpil yapmak
_öğrencilerin sınavından önce soruları çalıp,tanıdıklarına vermek
_değişime,gelişime ısrarla direnmek
_şiddete kolayca sapmaya meyilli olmak
_inandığını söylediği dinin kitabını hiç okumadan yaşamına devam etme pişkinliğini göstermek
_kendisine ait olmayan arazi,toprak,ihale,unvan gibi şeyleri,bulunduğu koltuğun gücüyle hak etmeyenlere vermek
_parayı taparcasına sevmek
_bir padişaha kul olmakta sakınca görmemek…
Ve eğer yazmaya devam etsem buraya sığmayacak binlerce düşkünlükmüş aslında!
İnsanları bir süre gözlemleyerek barbar olup olmadıklarını kolayca anlayabilirmişiz. Ne utanç verici bir tabir!
İnsan istiyor ki; imkan olsa da başka bir gezegene toplanıp gidebilse ruhu iyiler. Ve buradan ayrılıp uzaklaşırken aşağıdaki o düşüklere haykırsa :
“Uğruna sürekli kudurup birbirinizi yediğiniz dünyayı alıp kıçınıza sokun!”
Raşit Tokgöz
27.07.2020