Bu konuyla ilgili son kez yazıyorum

Çünkü CHP’deyken o’nu desteklemiş ve o’na inanan ama diğer arkadaşlarımla birlikte terkedilen bir insan olarak bunları ilk ve son kez yazmak hakkımdır.
Uzunca bir süredir izliyorum ki;
Muharrem İnce çok değişmiş.
Gözünü hırs ve kin bürümüş.
Sosyal medya aleminde yapılan, kaynağı belli sözde anketlerin bazılarında %25, bazılarında
% 32-33 oy alacaksın çok güçlüsün yürü diyorlar.
Aktrollerin desteğide süper.
O’da durmuyor,yürüyor.
Yelkenler gazla dolu.
Bu durumu görmüyor mu?
Bence görüyor.
Ama içindeki kin onu korkulu ve endişeli bir özgüven gösterisine doğru evirmiş.
Dün dediği,bugün tutmuyor.
Kendini indirebildiği kadar indirmenin gayreti içinde.
Partisini kurmuş ama, “CHP’ye hiç kızgın değilim. CHP benim canım ciğerim. Ben 15 yaşımdan beri CHP’liyim. Kemal Kılıçdaroğlu emekli olduktan sonra CHP’li oldu.” diyerek kafasının ne kadar karışık olduğunu göstermekten geri kalamıyor.
Bir başka kafa karışıklığıda “Bana verilen oyların hepsini Kılıçdaroğlu’na taşıyamam ama 2.tura kalırsa CHP bana oy verir” gibi hayal ağacı dikebiliyor.
Bunu da, ilkeli bir politikacı olmasına da bağlayabiliyor. Ve de bu iki düşünce biçiminin AKP’ye can suyu taşıdığını bile bile söyleyebiliyor.
Oysa CHP’nin terk edip gidilecek bir parti olmadığını yaşayarak görecek.
Kemal Kılıçdaroğlu’na seçim kaybettirmek için çok çalışıyor.Kafasına koymuş.
Muhatabı yanıt vermedikçe kimyası bozuluyor.
AKP’ye karşı ama,kavgası Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP ile.
Oysa kaybedecek olan Kemal bey ya da CHP değil ki.!
Hele geçen seçimde “adam kazandı” mesajını Fatih Portakal’a göndermiş,çok tepki almış ve halâ bu konuyu yurttaşlarımıza anlatamamış durumdayken.
O akşam onca olan bitene rağmen kendisini YSK’nın önünde göreceklerini uman insanlar, “Adam Kazandı” sözünü  tv’den duymanın şaşkınlığını ve hayal kırıklığını yaşadılar.
Sanırım şimdi 2018’de vizyona giren “Adam Kazandı-1” isimli filmin 2.sinin çekimine katkı sunuyor.
AKP’ye payanda olmaya devam ediyor.
Kendini siyasetten silmek için elinden geleni yapıyor.
Şimdi bize düşen buralara takılıp kalmadan yolumuza bakmaktır.
Kavgaya davetse eğer bu davranışlar;
Ne seçimden önce,ne de seçimden sonra kavga edecek kimse bulamamalı, kendisini kendisiyle başbaşa bırakmalıdır.
Kendi kendisinin değerini göremeyecek kadar başka dünyaları araması üzüntü verici.