BODRUM’DA CİN ÇIKTI
Bodrum’a Ekrem İmamoğlu’nun ikramı; çift başkanlık. Aras, Muğla’ya Başkan aynı zamanda Bodrum’a da sayılır. Almanlar’ ın çifte vatandaşlık verdiği şu günlerde Alman’ları kıskandıracak müthiş beceri. Büyükşehir Belediyesine “Bütün Başkan”.
Baktılar Bodrumlular o kadar memnun ki, kendi partisinden sayıları değişse de yirmi beş aday çıktı. Hani yüce büyük ne diyordu? “Bu kuyruklar yokluk değil, varlık kuyruğu”.
Böylesine bir başkan görülmemiş Yarımada’da, ne geçmişte ne bundan sonra da ARAS‘alar, bulamazlar Muğla’da.
Aras, evimi yıktın, Muğla’ya Başkan olacaksın , gözünü seveyim!
Bodrum Denizcilik Müze’sine katkı verenlerde adım yazıyor. Müzeyi de yıktın mı, Cumhurbaşkanlığı garanti. Hem seni hem beni bundan mahrum etme!
Yıktıkça büyüyen başkan, ben evi yeniden yaptım ama son yıkılan yirmi beş aday nasıl yapılır bilmiyorum. Teselli hediyesi verilecekmiş! “hee desinler“ diye.
Yıkmak için bir kazma bir kürek, yapmak için bir Selim bir Sinan gerek. Ne kadar boş dizeler değil mi?
Aras üreticiden 30 ton mandalina aldığı haberleri sonrasında Tamer Mandalinci’ nin adaylığı açıklandı.
Siz bakın, “hangi hoca cin çıkarıyor? “ diye. Zavallı aday adayları, adamlar cin çarpmışa döndüler.
Bu dönem her şeyin tersi makbul. Tencerenin götüremediği iktidar, yok dendi. İktidar gitmediği gibi, tencere de gitti. Hanım sordu mu? “Hava bugün nasıl?”
Sen sor; “Bırak havayı, tava yerinde mi?” diye!
İbrahim Tatlıses, dansöz Asena’yı ayağından vurdurdu, “ne dedi?” “Çok güzel oynuyor, nazar değmesin diye kurşun döktürdüm. Asena kıymetini bilmedi kurşunun”. Düşünsenize, bir elinde deve sucuğu, bir elinde rakı bardağı, topal dansöz ne olur? Kirli sakalını tek parmağı ile kaşıyan herifin yüz ifadesini tahmin edin. Yapıştıran yapıştırana, kurşunlu bacağa! Neyi yapıştıracaklar mıknatısı.
Bodrum Marina’da, restaurantta, göğüs kılları, diğer ismi on bir ay olan begonvilin, çiçeksiz bir ayı gibi, yakasından dışarı sarkmış tişörtünde ağzı açık Nil Timsahı arması olan beyefendiye; “eski koca, mezarı çok sulamış, hanım çok romantiksin” dedi. Servis yapan garson, şaşkınlıktan adamın beyaz tişörtüne şarap dökerek tişörtü kırmızıya boyadı. DJ Hande Yener’in “sana kırmızı çok yakışıyor” şarkısını çaldı, herkes çok mutlu oldu. Dökülen şarap, yan masadan bana geliyordu. Hesabı öderken şarabı çift yazmışlar, itiraz etmedim. İçsem, daha az keyif verirdi diye. Hanım hesabı görse, gel de anlat çift şarabı! Öyle ya, diğerini kim içti? Sen işin yoksa söyle, “romantik beyefendinin tişörtü” diye.
Koko’yu burnuna çeken ne dedi?
“Pudra şekeri” Rus mankenin, belinden poposuna inen çukurda, kredi kartı ile kokoyu çizgi şeklinde yapıp sırasıyla çekenler yakalansalar, ne diyecekler?
“Biz çizgi film izliyorduk.”
Dünyanın ne kadar gayrimeşrusu varsa, saklanması gizlenmesi gereken, bu tiplere vatandaşlık veriyorum diye ikametgâh adresi ver. Paralar gelsin, daha sonra bunları elinle koymuş gibi yakala. Hem kahraman ol hem de milyarlarca dolar paralara çök. Yüzyılın gayrimeşru keriz silkelemesi.
Alkolden bir hafta hapis cezası alan arkadaş, cezaevi anılarında, “Türkçe konuşana rastlamadım.” dedi.
Bodrum’da aday adayı olup soyulanların durumu ne? “Fıstık silkelemesi.”
Her gün patlayan su boruları DSİ; “benim değil”, Belediye; “haberimiz yok” diyor. Boruları çalsalar sahibi yok! Afrikalı örgüt bile üstlenmedi patlamaları. Hangi örgüt mü? “Boko Haram!”
Bütün partilerin sonu “P” ile biter, benim partim “pes”.
Mevcut sistem içinde kim seçilirse seçilsin, protokol müdürü olur. Bir şey beklemeyin.