Müstehak mıyız ?
Atatürk’e küfredip, Yunan’ı övenler adam yerine koyuluyor.
Cumhuriyeti kuranlara “iki ayyaş” deniyor.
Arap kralı ölünce bayraklar yarıya iniyor.
Askerlerimiz şehit oluyor, tabutu başında gülerek poz veriliyor.
Onlarca erkek çocuğa cemaat yurdunda tecavüz ediliyor,cübbeli soytarı “sıkıntı yok bademleme dinimizde var”diyor.
Sorumlu kadın Bakan “bir defadan bir şey olmaz” diyor.
Failler araştırılsın diye önerge veriliyor, milletvekilleri gülerek oy verip “gerek yok” diyor.
Mağdur hiçbir anne-baba savcılığa bile başvurmuyor.
Din ve devlet işleri birbirine karıştırılmasın diye, Atatürk tarafından kurulan Diyanet İşleri’nin Başkanı “Babanın öz kızına şehvet duyması haram değil” diye fetva veriyor.
Pabuç kutusunda malı götürenler büyükelçi yapılıyor.
Ortaokul mezunu, sahte diplomalı güreşçi, bankaya yönetim kurulu üyesi yapılıyor.
Üniversite mezunu simit satıyor.
İlkokul mezunu “alim”, prof’ lara konferans veriyor.
Siyasi partinin birinde Kadın Kolları Başkanlığına erkek atanıyor.
Çevreye duyarlı vatandaş yetiştirelim diye yurtdışına gönderdiklerimiz memleketine dönmüyor.
Salgın hastalıkla mücadelede konut faizleri düşürülüyor.
Bakan, Bakanlığına mal satıp servetine servet katıyor.
Dini bayramlarda sağlığı bozulmayanlar milli bayramlarda fıtık oluyor.
Hayvanat Bahçesi Müdürü Tübitak’a atanıyor.
Yedi yaşında çocuklar dini eğitime tabi tutuluyor.
Yol yapılıyor; mal götürülüyor.
Gazeteciler hapse atılıyor.
Milyon dolarları alanlar, vatandaşa şükretmeyi öğretiyor.
Bin dört yüz yıldır sakız-oruç ilişkisi konuşuluyor.
Bozup bozmadığı konusunda karara varılamıyor.
Hırsız değil, hırsızı yakalayan cezalandırılıyor.
Din dersleri zorunlu oldukça inanmayanlar çoğalıyor.
Cami sayısı artıyor, mümin sayısı azalıyor.
Alkol fiyatları yükseliyor, içen sayısı çoğalıyor.
Üniversite sayısı artıyor,eğitim düşüyor
Merkez Bankamıza yönetici dayanmıyor.
Kar maskesiyle banka, din maskesiyle devlet soyuluyor.
Coronaya karşı muska pazarlanıyor.
Hayvanlarla ilişkiler makbul sayılıyor.
Zirzopun biri “Allah, erkeklerin deşarj olması için kadınların dövülmesine müsaade eder”diyor.
Her yıl 350-400 kadın vahşice öldürülüyor.
Varımız yoğumuz babalar gibi satılıyor.
Ağaçlar kesiliyor, yağışlar azalınca yağmur duasına çıkılıyor.
Askerler kendi arasında cemaatine göre sınıflara ayrılıyor.
Cüppeli, sarıklı paşalar komutanlık yapıyor.
Her biri kendi imamı önünde namaz kılıyor.
Camiler siyasi parti merkezi gibi kullanılıyor.
Bakanlar ciddiye bile alınmıyor.
Komutanların kim olduğu bilinmiyor.
Namaz kılan her insan Müslüman, her içki içen kafir zannediliyor.
Aile ve Evlilik Danışmanı kadın “Çok eşlilik olsa da, kocama arkadaşımı tavsiye etsem” diyor.
Deve sidiği şifa sayılıyor.
Köprüden geçenden, geçmeyenden para toplanıyor.
Cennete gidecek erkeklere huri ikram edileceği söyleniyor.
Kadınlara verilecek konusunda çalışmalar sürdürülüyor.
“Geçinemiyoruz” diyen vatandaşa “terbiyesizlik yapma asgari ücret büyük para” diyor, kendileri havyar yemeyi sürdürüyor.
Yirmi yaşındaki çocuğa milyar dolarları teslim eden dangalaklarla aynı coğrafyada yaşıyoruz.
Milletin a. koyanları baş tacı yapıyoruz.
Komünist dediklerimiz toprağı işliyor.
Müslüman sandıklarımız din satıyor.
Bir diğeri “sevişmek ibadettir” diyor.
19.90 TL’ ye “Abdestin bozulmasını engelleyen tıpalar” satılıyor.
Soytarının biri “altı yaşında çocukla evlenilebilir” fetvası veriyor.
Yargı, ifade özgürlüğü diyor.
Değerlerimiz yerle bir oluyor.
Sığınacak dalımız kalmıyor.
İnsan olmayı değil, zengin olmayı seçiyoruz.
Çağdaşlıktan uzaklaşıyoruz.
Çağdışı yaşama yol alıyoruz.
Ahlak çöküntüsü yaşıyoruz.
Durum böyle olunca;
Fuhuş % 800,
Cinsel taciz % 450,
Çocuk istismarı % 400,
Uyuşturucu % 700,
İnsan öldürme % 260 artıyor.
Nasıl düzeltilir bilemiyoruz.
Böyle başa böyle traş diyoruz.
Müstehak mıyız? diye sorguluyoruz.
Cevabını bulamıyoruz.
Saygılarımla
Şenol Cömert
24.04.2021